30 Ağustos 2012 Perşembe

'Hiç...'

Hiç vazgeçmeyeceksin bir kadeh kıskançlıkla kendinden geçmekten...
Hiç teşekkür etmeyeceksin içine çektiğin yemyeşil huzura...
Hiç farketmeyeceksin güzelliğini sırlı bir camda...
Hiç şımartmayacaksın kendini,layık olduğuna inandıklarınla...
Hiç mutlu olmayacaksın uğruna çabaladıklarınla...
Hiç gülümsemeyeceksin 'keşke' dediğin anlara...

Ve hiç çekinmeyeceksin zehrini akıtmaktan,bütün bu "hiçlerde" boğulup "hiçlik" olduğunu sandığında...

Sonra bir an gelecek ve insanların bakışlarında göreceksin gerçeği bütün saflığıyla...
Diyecekler ki sana..."Çamur atmak rezillik,çamur atılmak meziyettir!"

27 Ağustos 2012 Pazartesi

Sonsuzluğun mükemmelliği...

Masmavi bir sonsuzluksun sen;kimi zaman sakin,kimi zaman fırtınalı,ama hep dalgalı...

En tatlı meltemlerinde huzurunu,en sert kasırgalarında öfkelerini,dalgalarında şefkatini,girdaplarında hayal kırıklıklarını barındıran bir gizemsin...

Derinlerinde en büyük güzellikleri,en renkli hayalleri gizleyen;en sert mücadeleleri veren,ihtişamıyla büyüleyen,yapabilecekleriyle ürküten ve bu mükemmelliğinin bedelini her zaman ödeyen bir mucizesin...

'Ya bittiği yerde düşersem?' diye düşünüldüğü için kalbine kimsenin ulaşmaya cesaret edemediği;ufuk çizgisinde olduğu söylenen cadı kazanları,kimsenin göremeyeceği ve ulaşamayacağı kadar derinlerde, sadece kendi vicdanı için kaynayan bir okyanussun...

Sen kadınsın...

2 Ağustos 2012 Perşembe

"Sevgi"...

Beni sen davet ettin,hüzünlenme...Kendi ellerinle verdin şehrinin anahtarını,gülen gözlerle.Yoksa kim aşabilirdi surlarını,ulaşabilirdi en derinine?

Aslında biliyordun en başından beri üzülebileceğini ama mutluluğa ve huzura inandın,bir an bile tereddüt etmeden kapılarını ardına kadar açarken...

Yavaş yavaş ulaştım asıl "sen"e...Kimsenin görmediklerini gördüm,hissetmediklerini hissettim.En büyük mutluluklarını gördüm,bazen seyirciydim bazen de oyuncu.Bana baktığında mutluydum sen gülüşlerinle ışık saçarken,ama bazen sadece karanlığı diledim sessizce...

En büyük acılarına şahit oldum,kimi zaman giriş kimi zaman da çıkış kapındım.En kederli karanlıklarının ve en ışıklı yollarının başlangıcıydım...

Şimdi sokaklarında dolaşıyorum elimde bidonumla.Yavaş yavaş döküyorum heryere birlikte geçirdiğimiz anları,ve sevgi kibritimi çakıyorum...Cayır cayır yandıktan sonra sadece koca bir hayalkırıklığı kalıyor senden geriye...

Ben bile bilemiyorum şimdi değer miydi gerçekten?! En yakınınım ne de olsa; annen, baban, çocuğun, eşin,sevgilin,dostun,arkadaşınım...

Neyse düşünme artık,başka seçeneğin mi var?Kapat gözlerini ve sadece inan...

Seni çok seviyorum...