Çok nadir bir duygudur mutluluk, insanı çoşkulu ve ani
hazlara değil,zarif ve uzun soluklu doygunluklara götürür.Beraberinde de huzuru
ve sevgiyi getirir…
Kolay
değildir bütün hücrelerinde dinginliği, huzuru ve yeterlilik duygusunu
hissetmek… Çünkü insan rahat vermez kendisine çoğu zaman, hayatın getirdiği bir
takım endişelerin yanında,zaman zaman sıralamasının değiştiği bu büyük yarışta
geriye düşmenin kendisinde yarattığı hazımsızlığın,benliğini ele geçirmesine
izin verir… Bu da mutsuzluğun,hiç kuşkusuz,tetikleyicisidir…
Pollyanna
olmanın insanı aptallaştırdığını düşünmekle birlikte; “insanın sahip
olduklarının kendisini mutlu etmesine izin vermesi,ve daha fazlasını
arzulaması” düşüncesinin, mutluluğun anahtarı olduğuna inanıyorum.
Sahip
olduklarının kendisini mutlu etmesine izin vermeyen insanların,bu büyük yarışı
göremeyecek kadar sorunlarına yoğunlaşmış ve kıskançlık duygusunun hücrelerine
sinmesine izin vermiş olduklarını düşünüyorum.
Baz
Luhrmann’ın Sunscreen’de söylediği gibi…
Zamanınızı kıskançlıkla harcamayın,bazen ileride bazen de geride
kalırsınız,yarış uzun ve sonunda sadece kendinizlesiniz…
Kendinizi diğer canlılardan üstün
görmemek şartıyla,sahip olduklarınızın sizi biraz olsun rahatlatmasına ve
şımartmasına izin verin… Yoksa bir gün,hayatın size verilmiş bir armağan
olduğunu unutur ve onu içi boş,geçmek bilmeyen yıllardan ibaret olmakla
suçlarsınız…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder