21 Mayıs 2012 Pazartesi

Kıskançlık üzerine...


Tehlikelidir kıskançlık, insanın zihnindeki aç gözlülüğün kalbine yansımasıdır…

            Kıskanç insan sanır ki, görünmez gözlerindeki öfkesi ve pişmanlıkları. O kadar körleşmiştir ki iradesi, yaptığı hatalarının bir gününe değil, her gününe mal olduğunu fark ettikçe, öfkesini “elde edenlere” yöneltir, yalnız kaldığını farketmeden…

            Bir süre sonra kendisi bile fark edemez hale gelir, ne kadar değiştiğini. “Uzun ve yorucu maraton” da sonuca odaklanır, aslında kimsenin birinci olamayacağını ve her zaman bazılarından önde ve bazılarından geride olacağımızı göz ardı ederken…

            Bir süre sonra ise,hiç bir güzelliği ve hiç bir fırsatı takdir etmemeye başlar. Çünkü onu kendisine sunulanlardan çok, üçüncü kişilere sunulanlar ilgilendirmeye başlamıştur. Ve bu, kısa süre içerisinde tüm ruhunu etkileyecek olan tümörün ilk belirtisidir.

            Kısacası;takdir etmeyi bilmeli insan…Kıskançlığının kanına karışıp, öfkesinin promilini yükseltmesine izin vermemeli. Çünkü emin olun, içinizde durduğu gibi durmaz! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder